
Bir erkek... Geçmişinde romantik aşklar'ın aslında hiç de iyi niyetli olmayan ve birbirini psikolojik olarak boğmaya ve ozgurlüklerini "aşk" uğruna esarete çevirmeye doğru giden ilişkilerini deneyimlemiş. Bu erkek, artık kendiyle yüzleşmiş, en doruktaki hissin bir kadın ve bir erkek arasındaki açıklık, yargısız, anlamaya yonelik, erdemli, ozgür, prensipli ama boğmayan bir ilişki oldugunu tanımlamış. Bu tanımın köle efendi ilişkisinde kendini buldugunu görmüş ve yıllarca kölelerine onurlu bir efendilik yapmış ve onları geliştirmiş.
Bu iki kişi arasında sır yok, güven var, yargılama yok anlayış var, başıboşluk ve saçmalık yok erdem ve neden sonuç ilişkisi ve rasyonellik var, materyalist ve mekanik bir yaklaşım yok ruh ve özdeşleşme var, akan suyun gidişatına uymak yok devrimci bir şekilde çubuğu tersine bükmek var, aşırılık yok ama sıradışılıkta kendini bulan bir denge var, ayrı ayrı iki birey yok efendisine teslim olan bir "Bir"lik var, iç konuşmalar yok herşeyi utanmadan paylaşabilme özgürlüğü var, cinsel bastırılmışlıklar yok bilincaltındaki her hazzı sakince yaşama ortamları var, kendinden nefret etmek yok kendini kabul ediş var, ego savaşları yok ego ile zarar gormeden nasıl yaşanabileceğini keşfetmek var, sıradan ilişkiler ve sıradan tensel hazlar yok tenin ve ruhun sarhoşluğu var, kıskançlık yok birlikte çoğalmak var, tutkusuzluk ve umarsızlık yok soluk alırken bile titremek var....

Bize AŞK diye öğrettiklerine ve aşk diye yaşadıkalarınıza geri dönün bir bakın hadi şimdi...
O aldatmaları, o anlamsız kavgaları, o ego savaşlarını, o kıskançlıkları, kıskanılmanız ve sizi boğan kıskançlık krizlerini, o sıkılmaları, o birbirinden şikayet etmeleri, o birbirinizi bunalttığınız anları, o birbirinzie söyleyemediginiz ve içinize atıp sizi boğan hisleri ve düsüncelerinizi, karşınızdakinin sizi anlamayıp önünüze kendi egosunun beklentilerini dayatttığını...Bunları düşünün aşk diye yaşadıklarınızı....
Şimdi soruyorum, aşk diye kandırdıkları o sözde kutsal hissin yanında efendi ve kölesinin yarattığı o müthiş devrimci patlamayı o neredeyse elle tutulacak kadar yoğun olan enerjiyi karşılaştırdığınızda ne hissediyorsunuz? Gözünüze güzel görünen görüntü nasıl bir şey?
8 yorum:
Dişi Köle ye evlenirsem, çoluk çocuğa karışırsam gene benim kölem olur musun? diye sormuştun galiba...bunu Dişi Kölenin yazdıklarından hatırlıyorum..sence de bu çelişmez mi yazdıklarınla?
Adsiz\ Bence celismez. Cünkü o evlilik de beyin kabizliklarından kurtulmus steril bir evlilik olacaktır eger olursa. Teoride de pratikde de bir celisme goremedim ben. daha detaylı konusmak istersen konusabiliriz.
insanların aşk diye bildiği şeyin yanlış olduğunun ve asıl aşk'ın 3. paragraf da saklı olduğunu söylemek istiyorum.
Esir Ruh
Sevgili Esir Ruh, ben de senin baktıgın gibi bakıyorum. Sadece AŞK tanımı cok kullanılınca kirlenen sozlerden birisi. Aynen demokrasi gibi. Bir de, toplum tarafından bilinen anlamdaki AŞK'ın dünyadaki en güzel duygu oldugu gibi bir yanılsaması var...O bildiginizden daha güzel ve daha tutkulu başka duygular da var. Sen buna ister Esir ruh'un aşk kavramı de, ister başka bir isim ver. Sözcüklere takılmıyorum.Anlaştık sanırım:) Sevgiyle
Zat-ı Hatun,
paragrafları dogru okuyabilmek varolusu kesfetme yolundaki bir insanın anlayabilecegi seylerdi zaten..teşekkürler yorum için.
hepsi birer saçmalık. Çok dikkatli okudum hepsini. Kendini inandırmış ve bunu haklı çıkarmaya yönelik ifadeler. Bir submissive efendisi ile birlik olamaz. Efendi de onunla...çünkü ikisizde birbini farklı görürü. Birlikte yapılan tek şey seksüel iç güdülerdeki taşkınlıktır.
hepsi birer saçmalık. Çok dikkatli okudum hepsini. Kendini inandırmış ve bunu haklı çıkarmaya yönelik ifadeler. Bir submissive efendisi ile birlik olamaz. Efendi de onunla...çünkü ikisizde birbini farklı görürü. Birlikte yapılan tek şey seksüel iç güdülerdeki taşkınlıktır.
Yorum Gönder