29 Aralık 2011 Perşembe

Kölelik ve Disiplin (2)

Akıllı bir köle, havalar gayet iyi giderken yani beklediği tür  disiplin kuralları ve emirler geldikçe muhteşem saygılı ve itaatkar bir duruş sergileyebilirler.

Disiplin eğitmlerinin 2. aşamasına geçildiğinde ben kölemin kararsız kalacağı  durumlar yaratıp onda "stress" ve  baskı altında olma psikolojisi yaratırım. Böylece asıl gerçek tepkinin baskı ve stres altında  nasıl yönetildiğine bakarım.

Stres altında genelde köleden saçmalık  ifade eden davranışların çıktığını görürsünüz.Bu bir öğrenme deneyimi oluşturur...

Köleyi eğitim amaçlı çatışma yaratacak bir duruma sokarsınız. Köle neyin doğru neyin yanlıs oladugunu muhtemelen ayırt edemez ve sacmalar. Bu sacmalama davranısını ona gösterir ve yüzlesmesini saglarsınız.. Sözkonusu  sacmalıgın  altında yatan nedeleri kölenizle tartışır ve hatta ona geribilidirim verirseniz onun gelişimine en büyük katkıyı yapmıs olacaksınız. Sözlerle anlatamadıgınızı onun stres altındaki sacmalıklarıyla eğtiime çevirebilirsiniz.

26 Aralık 2011 Pazartesi

Cinsellik Mi Yoksa Ruhsal Bağ Mı?

Bir köle ile efendisinin arasındaki en önemli oyun alanlarından biri cinsellik olarak bilinir. Kısmen de doğrudur. Fakat BDSM ya da bırakalım etiketleri ve kolayından köle efendi ilişkisi diyelim, bu ilişkinin asıl odak noktası kölenin ruhunun efendiye ait olmasıdır. Ruh ile birlikte depozitosuz şekilde beden de yanında geliyor.

Ruh konusuna birazdan tekrar döneceğim, şimdi  köle efendi ilişkisinin bir seks ilişkisi ve cinsel coğrafyada dansedilen bir ilişki olmadığını ortaya atacağım.
Aslolan efendi ile köle arasındaki ruhsal derinliklerde oluşan bir aidiyet bağıdır. Sahip'in arzularına , tepkilerine, ve zorlayıcı görevlerine hizmet etmek kölenin bedeninin değil RUHUNUN bir işlevidir. Özellikle de kölelerin pazardan parayla satın alınmadığı, köle kadının beyni ve ruhunun gönüllü şekilde itaatiyle teslim olduğu bir yüzyıldaysak, zor bedene sahip olmak değil, beyni ve ruhu fethetmek gereklidir.

Savaşta zorla ele geçirilen ve bedenine kelepçe vurularak köleleştirilen kadınlardan sözetmiyoruz. Ruhu ve beyniyle tüm haklarını efendisine veren ve efendisini mutlu ettikçe mutlu olan kadından sözediyoruz.

Durum böyleyken,  zorla sahip olunan bir beden değil,  karşılıklı ruhsal derinlik içinde oluşan bir itaat ve sahiplik ilişkisinden sözediyoruz.

25 Aralık 2011 Pazar

Kadın Niçin Köle Olur ?

 Yanıtı olan bir soru gibi algılanmasın bu başlık? Bu konudaki gözlemim ve çıkarımlarımı yazıyorum sadece.

Aslında tek bir yanıtı yok bir kadının köle olmasının. Her birinin oyküsü farklı.

Benim her birinde ortak gözlemim ,  kadın kimliğinin itaatkar ve hizmetkar yanını keşfetmiş ve burada kendini bulmuş olmaları kölelik  ruhunu  bazı kadınların içinde yaşatıyor. Öyle ki, şu anki kölem bazı şımarık kızları görünce "Keşke bir erkek şu şımarık kadını evire çevire bir dövse" diye içinden geçirdiğini söyledi bana. Kadın kimliğinin disipline edilmesi gereken, efendisine kendini  teslim etmesi gereken ve efendisine hizmet etmesi gereken bir kimlik olarak gormek ve kadının en anlamlı kimliğinin bu oldugunu dusunmek. Ortak noktaları bu.

Elbette başka konular da var.

Bazi konular freudian olarak acıklanabilir. Yani eskiden yaşadıklarının bilinçaltında oluşturduğu kölelik ruhu ya da submissive eğilim Bazen de sadece köleliği keşfedip kadın kimliğini burada bulmak ve kendini öyle iyi hisettmek bazen de fantazi olsun diye bunu yaşamak. Öncelikle bunlara bir bakalım.


19 Aralık 2011 Pazartesi

Sıradışılığın Karşıkonulmaz Cazibesi

Kölemle iyi anlaşıyoruz. Güzel yanı şu ki, sıradışılıktan besleniyor o da benim gibi.

Seks'i sadece o bildik tensel hazlar için değil gerçekten heyecan ve sıradışılığın coğrafyasında gezmek için bir araç gibi görüyoruz çoğu kez.

Kölemdeki sıradışılıktan beslenen ruhu keşefettikten sonra onun elinden tutup, güvenle çeşitli yolculuklara çıkartıyorum.

13 Aralık 2011 Salı

Teslimiyetin O Mucizevi Gücü

Birine tamamen teslim olmak....Size herseyi yapma ve yaptırma hakkını kendi ellerinizle bir başkasına vermek. Normalde asla katlanamayacagınız tavır ve davranışlara maruz kalmak. İradeniz dışında size herşeyin yaptırtılabilmesi.




Korkunç mu geliyor kulağına?  Mesela gözlerin bağlı  cırılciplak diz cokmussun. Ve ne zaman bitecegi bilmeyen kırbaçlar iniyor sırtına.
Ya da zor bir pozisyonda vucudunu tutmak ve "O" izin vermeden o pozisyonu bozmamak....
Her türlü küfür ve aşağılayıcı sözün söylenmesi ve bunun sonunda "tesekkur ederim efendim" demek zorunda kalmak...

Normal'de istemeyecegin birşey evet! Daha şimdiden bunları okurken bile nefret hissi uyandırmaya yetmiştir değil mi?


Peki ya içinde bir yerlerde böylesine bir teslimiyet hissi yatıyorsa?

İşte kölenin beyni bu zor anlarla yüzleşme cesaretini bulabilen bir beyindir. Bedenin ya da ruhunun maruz kaldıgı aşağılanma ya da zorlanmayla ilgili olarak kendini suçlamaz köle. Bu nedenle de içindeki "id", "ego" ve dış ses gibi gelen "super ego" ile gerginlik yaratıcı bir mücadeleye de girmez. Bedenini ya da ruhunu kendisi aşağılamıyor cünkü. Onu savunmaya da kalkmaz. Teslimiyet ile dans eder köle. Bedensel teslimiyet kölenin beynini özgürleştiren yegane şeydir. Ego ya da superegosuna verecek güçlü bir yanıtı vardır çünkü. "Ben bedenini teslim ettim , bundan ötesi yok, sizlere yanıt vermek zorunda degilim, bedenim de benim degil, o yüzden bana hesap sormayın" der içindeki isyankar seslere.
Kendini bedenen sıfırlayıp teslim ettigi için, egosuna yanıt verecek kimse de kalmamıstır zaten ortada. Bu nedenle sıradaki bir sonraki bedensel ve ruhasal aşağılanmayı da kolayca gogusler. Hatta içinde bir direnç noktası olmaması köleyi özgürlestirir. İçinde ve yüzünde güzel bir gülücük bile oluşturabilir bu özgürleşme.

Psikolojideki internal locus of control  yerine external locus of kontrol koyulmuştur. Yaşadıklarının maruz kaldıklarının sorumlulugu guvendigi birine aittir. Efendisine! Efendi, bu iradeyi değerli bir emanet gibi taşır ve köle adına saklar. Kölenin güvende hissetmesinin nedeni budur.

External locus of control  köleye sucluluk duygusu yaşamaması için alan açar. Aksine efendisinin ona yaşatacagı  ve normalde egosunun direnecegi herseyi rahatlıkla yapar.  Evet biraz çekinebilir ama teslimiyetle çekince arasındaki mesafe bir pamuk ipligi kadar belli belirsizdir.
Bu durum, efendisinin kölesine iyi ve şefkatli davrandıgında da kölenin şımarmamasını sağlar. Efendisinden gelen şevkat de, aşağılama da  eşit derecededir onun için. Hatta fazla şımartılmak kölenin ego ve superegosunu tekrar uykudan uyandırabilecegi icin kendisine fazla narin davranılmasını tercih etmez akıllı bir köle. Sürekli uyanıktır ve  "acaba efendim beni test etmek için mi bu kadar narin davanıyor bana? Hmm  ben yine de disiplinimi bozmayayım " bilincini taşır iyi bir köle. 

Efendisine teslim olan bir kölenin, tam teslimiyetle barıştığı an onun özgürleştiği andır. Yani bir sonra başına gelecekleri bir öncekinden daha kolay kabul eder. bunu sadece efendisinden çekindigi ve ona saygısızlık yapmaktan korktugu icin degil, gerçekten ozgurlestigi için kolay kabul eder.  Özellikle fiziksel aşağılanmalar ve fiziksel acı, sadece basit bir acı eşiği ile açıklanacak bir  katlanma değildir. Beyinsel teslimiyetin bedendeki yansımasıdır. Bu nedenle beyinsel olarak teslim olmayan bir köleye acı eşiği kadar fantazi arkadaşlıgı edersiniz sadece. Oysa gerçek bir köle beynini teslim ettigi noktada acı eşiği gibi bir kavram saçma ve gereksiz durur o ilişkide.

Ruhun karanlıkta parlayan bir çakıltaşına doğru uçmasıdır kölenin özgürleştiği teslimiyet an'ı. Ve her teslimiyet anını yaşarken tekrar ve tekrar uçar o parıldayan çakıltaşına doğru.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Submissive Kadını Gözünden Tanımak

Nasıl oluyor bilmiyorum ama submissive kadını gozunden tanıyorum. Aklından geçenleri çırılçıplak okuyabiliyorum. Son 7-8 yıldır böyle.
Saygı duymaya başladığı bir erkek karşısında degisen tavırları, ceza ve ödüle yakın ruh hali, hizmetkar  eğilimleri, bedenini dünyanın en kıymetli nesnesi olarak gormeyen sıradan bir vucut oldugunu  farketmis rahatlıgı, gözlerime bakarkenki sirin gulumsemesinin ardındaki itaat yakarışı. Seni tanıyorum!
Ve senin kucukken tacize ugramıs olman, babasız yetismis olman ya da sorumsuz bir baba figürüne sahip olman, ensest falan gibi konulardan kaynaklanmadan da  submissive olabilecegini görmek  yüzümü gülümsetiyor.

Bu dünyada kendini en iyi sen taniyorsun. Evet. ama benim gozumden asla kaçmıyorsun ve bunu biliyorsun. Sadece emin olmak için dillendirme cesaretin yok. Görülmeyi farkedilmeyi hayal ediyorsun. Seni teslim almamı ve kucagımda kollarımda huzur bulmayı düşlüyorsun.


O değersiz bedeninin birazcık acıdan nasibini almasına bile razısın ve hatta bunu arzu ediyorsun. Görüyorum seni, suskunlugum sadece simdilik seninle ugrasmak istemiyor olmamdan kaynaklı