9 Ocak 2012 Pazartesi

Fantazi mi yoksa kimlik ve yaşam tarzı mı?

Bazı efendi ve kölelerin sormaya korktuğu soru... Zaman zaman bana da soruluyor. Fantazi mi yoksa tarzı mı bu köle efendi ilişkisi?

Kabul edelim ki birçok kişi için fantazi ve rol playing olabiliyor BDSM? Genelde de cinsel fantazi..Pro-dom'ların bu kadar yaygın olması da zaten bu fantaziyi gerçekleştirmek isteyen erkeklerin sadece fantazi olarak görmeleri.

Bazılarında ise sevgilisiyle olan ilişkisini dominant ve submissive formatına sokmak acayip iç gıdıklayıcı oluyor diye  böyle bir rol playing cazip olabiliyor.  Ve bazılarında da "başka türlü olamayacağı için" bir kimlik ve yaşam tarzı keskinliğinde net oluyor bu ilişki biçimi.

Ve benim gibilerde ise yanıtlar biraz iç içe geçmiş oluyor. Çünkü fantazi diye başlayan bir şey birden rol playing ile başlayıp yaşam tarzında kendini bulabilir. Çünkü fantazi ve rol playing bir süre sonra içinizdeki efendiyi ya da köleyi ortaya çıkartıp gayet de gerçek bir kimlik haline dönüştürebiliyor hayatınızda.


Yani efendi ya da köle olmak rol olmaktan öte  her gün yaşanan bir kimlik olabiliyor. Ve kölenin efendisiyle kurduğu felsefi , rehberliğe dayanan güven ve disiplin ilişkisi  bu kimliğin en sağlıklı bir şekilde yaşanması için  sürdürülen bir soluk alma alanı haline geliyor. Kendindeki submissive yanları keşfeden köle, bir süre sonra bunun coşkusuyla bir takım "fantazi" arayan efendi bozmalarının  eline düşüp, o submissive kimliği keşfettiklerine ve keşfedeceklerine pişman hale gelebiliyorlar. Efendi geçinen birtakım fantazi adamlarının egolarını tatmin eden birer oyuncak haline geldiğinde, değil kimlik kazanmak, aksine kimliksizleşebiliyorlar. Böylece  "sağaltıcı" olması beklenen BDSM ilişkisi "patalojik" bir unsur haline gelebiliyor.

Bu nedenle kendinde kimlik olarak köleliği keşfeden insanların , o heyecanla etrafta, internette vs. efendi geçinen , BDSM jargonuyla cool şeylerden sözeden insanlardan uzak durmaları, iyice okuyup bunun bir felsefi ve sağaltıcı bir kimlik geliştirme yolu olduğunu öğrenmeleri gerekir.

Köle efendi fantazisi ile sürekli yaşanan efendi ve köle kimliğinin  arasında ne tür farklar var peki?

Öncelikle fantazide ego ve haz ilkesi ön plandadır ve efendinin kontrolsüz ve sınırsız egosuna hizmet eden bir obje olarak köle vardır. Tabi ki sadece fantazi sırasında böyle. Oysa 7/24 bir kimlik olarak yaşanan köle efendi ilişkilerinde efendinin ego'sunu kontrol etmesi bir "Erdem" dir ve köleye de bunu aşılar.

Fantazi ilişkilerde ceza, anlık sado maso oyunudur. Oysa 7/24 ilişkilerde ve ceza, kölenin gelişmek ve kimliğine varmak için ödediği bir kefarettir. Efendinin zevki için de ceza verilebilir, ama bu da bir kefarettir. Meditasyon gibi düsünebilirsiniz. Haz almak değil teslimiyetin ritüelidir. Zaman zaman hiç bir neden yokken kölemi cezalandırdığım olur. Bunu ceza olarak anmaktansa doğrudan kırbaç diye ifade edersem daha anlaşılır olur sanırım.

Fantazi ilişkilerde köle ve efendi arasındaki ilişki ağırlıklı olarak cinseldir. Oysa  kimlik boyutunda yaşanan köle efendi ilişkisinde  efendi ve köle arasında enerjik bir bağ vardır, aşk'tan da öte yaşanan bu "Gerçek"  bağ ve his kölenin ve efendinin birlikte kölenin kimlik arayışına doğru hizmet eden  bir yolculuktur. Bu anlamda köle ve efendi herşeylerini birbirleriyle paylaşabilir, birlikte bu kimliği tartışabilir, yaşanan zorlayıcı durumlar karşısında efendi üzerine tam bir efendi sorumluluğunu alır ve köleyi kafa karışıklıklarından kurtarır. 

Fantazide disiplin sadece yatakta  ve ilişkide kurulurken , kimlik olarak yaşanan kölelikte disiplin hayatın bütününe yönelik kendini gösterir. Örneğin masturbasyon diyetinden tut, kölenin daha iyi bir üniversite eğitimi almasına ya da kariyer olarak daha iyi bir işe girmesine kadar,  kölenin spor yapmasından  tutun okuması gerken romanlara kadar giden bir disiplin bu. 

Köle efendi ilişkisi fantazi boyutundaysa köleyle efendi arasındaki ilişki her türlü saldırıya  , içsel ve dışsal yıpratıcı etkilere açıktır. Oysa kimlik haline gelmiş  sürekliliği olan köle efendi ilişkisinde,  her iki taraf da açıkyüreklilikle herşeyi paylaşabildiği ve masaya yatırabildigi için  ve hatta her iki taraf da ilişkinin gidişatına odaklı ve sürekli uyanık (alert) oldugu icin iliskinin koruma altında oldugunu söyleyebiliriz. Fantazide  ön planda olan her iki tarafın da kendi adına aldıgı haz ve yasadıgı hislerdir. Oysa yaşan tarzında , ön planda olan ne köle ne efendidir, ön planda olan aralarındaki 3. bir canlı gibi yaşayan o ilişkidir.
Ve en önemli fark!!! Fantazide köle talepkar, nazlı, kendini "sunmanın" getirdiği küstahlık ve şımarıklığı barındırabilirken, hayat tarzında köle genelde mahçup, gelişmeye hevesli, efendisinin mutluluğuna sevinen, efendisini mutlu edemediginde üzüntü duyan, erdemli,  saygılı ve tutarlı bir bilgelik içindedir.

(Yukarıda anlattığım "hayat tarzı ve kimlik olarak köle efendi ilişkisi elbette benim kendime çizdiğim yoldur. Kimlik ve yasam tarzı olarak da yaşanan her köle efendi ilişkisi aynı ilkelerle çalışmayabilir).

Şimdilik bu kadar devamı sonra... Sorularınız olursa mesaj atabilirsiniz. (reddominum@gmail.com)



2 yorum:

Red Dominum dedi ki...

Dişi köle bu konuda kendiyle tamamen yüzlesmis , tutarlı, kararlı ve ic huzurunu saglayabilen biri. Eh benden aldıgı eğitimi de boşa saymamak lazım tabi ki.

Erkek köle cok ama dedigin gibi bir kadına kole olacak bir disi de cok olmasına ragmen bununla yuzlesme cesareti olan az.

Olayı sadece cisnel boyutta ele almamaya baslayınca zaten o gelip seni buluyor.

Adsız dedi ki...

bu yazınızda ki ilk fotograf beni o kadar çok etkiliyo ki bazen sadece bu sayfaya bakıp,o karede kaybolup o kölekadın gibi yerde oturmuş buluyorum kendimi..bence o efendinin solunda da diğer kölekadını var ve ikisi birbirlerine bakıp gülüşüyolar.diz çökmüş beklemeyi,hizmet etmeyi beklemeyi,kendilerine verilicek yiyecekleri beklemeyi çok seviyolar ve bu da onları çok mutlu edip,gülmelerine sebep oluyo..masanın devamında da efendinin misafirleri var.onların bakışlarından utanıyorum ve kafamı egip gözlerimi kaçırıyorum.efendinin içirdiği suyun tadı çok güzel.ona teşekkür edercesine önce yalıyorum ellerini ve ardından öpüyorum.sonra benden bazı eşyalarını getirmemi istiyo ama o kadar uzun süredir dizlerimin üzerinde duruyorum ki emeklemeye çalışırken sanki karıncalar yürüyo bacaklarımda ve eşyalarını bulup,istediği yere koyduktan sonra yüzümde o koca japon animesi gülümsememle beni beslemesini bekliyorum uslu uslu..