6 Aralık 2014 Cumartesi

İsmimin rengi RED

Uzun bir aradan sonra merhaba....Geçenlerde bir sayfa buldum internette. Sacma sapan testlerden biri işte. İsim renginizi cikariyor. Benimki ne cikti dersiniz? RED:))..Bunu gorunce blogumu anımsadım ve buraya yazayım bunu dedim...:)


Buradan yola çıkarak insanın doğuştan getirdiği, değişmeyen bazı özellikler olduğunu tekrar anımsadım. İçe dönüklük, adrenalin bağımlılığı, otoriterlik, başarıya odaklanma, hakimiyet kurma hissi, itaat etme hissi vs.

Arada bir blogdan bana  "acaba submissive miyim?" vs. gibi soru soran sevgili okurlarımın bilmesi gereken şey bu. İçinizde bu şey ya vardır ya yoktur. Arası yok. Varsa bazen bunu kabul etmekte zorlanabilirsiniz bu cok normal. Zamanla submissive oldugunuzu kabul etmek sizin buna ne kadar hazır oldugunuza baglı. Bazı okurlarım benimle yaşadıkları şeyleri paylaşıyorlar email üzerinden... Birçoğunda kendini eskiden mistress ya da efendi sandıklarını fakat bir süre sonra  aslında ne kadar submissive olduklarını farkettikleri yazıyor...

Ruhunuzun temel güdüleri hep aynıdır ve değişmez. Sonradan ogrendiginiz şeyler icinizde yoksa cok da bir şey ifade etmez. Mesela paraşütle atlamayı sonradan ogrenebilir ve atlayabilirsiniz fakat cocuklugunuzdan beri parasütle vs. atlama yapmak gibi güdülere  sahip değilseniz asla maceracı bir ruha sahip degilsinizdir...bunun gibi...

25 Nisan 2014 Cuma

DELİLİĞİNİZ SİZİN AYNANIZDIR


İnsan varlığı deliliğe gönderimde bulunmaksızın anlaşılamaz. İnsan deliliği özgürlüğünün
sınırı olarak içinde taşımaksızın insan olamaz” (Jacques Lacan)

(Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba. Neden yazmıyorsunuz diye gelen maillerden sonra cidden tekrar yazmak için zaman ayırmam gerektiğini farkettim. Hala BDSM konusunda aynı dengeli, erdemli felsefede duran insanların oldugunu gormek beni tekrar yazmaya motive ediyor. Teşekkürler -- RedDominum)

Hiç sıradışı bir hissiniz, ya da herkesten gizlice yaptığınız delice(!) bir şeyden dolayı kendinizden şüphe ettiniz mi?

Ya akıl sağlığım yerinde değilse diye kendinize endiseyle baktınız mi? Başka insanların yapmadığı ya da hissetmediği (En azından öyle olduğunu sanıyoruz) şeyleri hissediyor ya da yapıyor olmak sizde nasıl bir his yaratıyor? Deliliğe yakın bir his mi? Normal değilim ben mi diyorsunuz kendinize? Ya da benim kadar kendinizi sorgulamadan her türlü sıradışılığınızla barışık mısınız?

Öncelikle iyi haber...