13 Aralık 2011 Salı

Teslimiyetin O Mucizevi Gücü

Birine tamamen teslim olmak....Size herseyi yapma ve yaptırma hakkını kendi ellerinizle bir başkasına vermek. Normalde asla katlanamayacagınız tavır ve davranışlara maruz kalmak. İradeniz dışında size herşeyin yaptırtılabilmesi.




Korkunç mu geliyor kulağına?  Mesela gözlerin bağlı  cırılciplak diz cokmussun. Ve ne zaman bitecegi bilmeyen kırbaçlar iniyor sırtına.
Ya da zor bir pozisyonda vucudunu tutmak ve "O" izin vermeden o pozisyonu bozmamak....
Her türlü küfür ve aşağılayıcı sözün söylenmesi ve bunun sonunda "tesekkur ederim efendim" demek zorunda kalmak...

Normal'de istemeyecegin birşey evet! Daha şimdiden bunları okurken bile nefret hissi uyandırmaya yetmiştir değil mi?


Peki ya içinde bir yerlerde böylesine bir teslimiyet hissi yatıyorsa?

İşte kölenin beyni bu zor anlarla yüzleşme cesaretini bulabilen bir beyindir. Bedenin ya da ruhunun maruz kaldıgı aşağılanma ya da zorlanmayla ilgili olarak kendini suçlamaz köle. Bu nedenle de içindeki "id", "ego" ve dış ses gibi gelen "super ego" ile gerginlik yaratıcı bir mücadeleye de girmez. Bedenini ya da ruhunu kendisi aşağılamıyor cünkü. Onu savunmaya da kalkmaz. Teslimiyet ile dans eder köle. Bedensel teslimiyet kölenin beynini özgürleştiren yegane şeydir. Ego ya da superegosuna verecek güçlü bir yanıtı vardır çünkü. "Ben bedenini teslim ettim , bundan ötesi yok, sizlere yanıt vermek zorunda degilim, bedenim de benim degil, o yüzden bana hesap sormayın" der içindeki isyankar seslere.
Kendini bedenen sıfırlayıp teslim ettigi için, egosuna yanıt verecek kimse de kalmamıstır zaten ortada. Bu nedenle sıradaki bir sonraki bedensel ve ruhasal aşağılanmayı da kolayca gogusler. Hatta içinde bir direnç noktası olmaması köleyi özgürlestirir. İçinde ve yüzünde güzel bir gülücük bile oluşturabilir bu özgürleşme.

Psikolojideki internal locus of control  yerine external locus of kontrol koyulmuştur. Yaşadıklarının maruz kaldıklarının sorumlulugu guvendigi birine aittir. Efendisine! Efendi, bu iradeyi değerli bir emanet gibi taşır ve köle adına saklar. Kölenin güvende hissetmesinin nedeni budur.

External locus of control  köleye sucluluk duygusu yaşamaması için alan açar. Aksine efendisinin ona yaşatacagı  ve normalde egosunun direnecegi herseyi rahatlıkla yapar.  Evet biraz çekinebilir ama teslimiyetle çekince arasındaki mesafe bir pamuk ipligi kadar belli belirsizdir.
Bu durum, efendisinin kölesine iyi ve şefkatli davrandıgında da kölenin şımarmamasını sağlar. Efendisinden gelen şevkat de, aşağılama da  eşit derecededir onun için. Hatta fazla şımartılmak kölenin ego ve superegosunu tekrar uykudan uyandırabilecegi icin kendisine fazla narin davranılmasını tercih etmez akıllı bir köle. Sürekli uyanıktır ve  "acaba efendim beni test etmek için mi bu kadar narin davanıyor bana? Hmm  ben yine de disiplinimi bozmayayım " bilincini taşır iyi bir köle. 

Efendisine teslim olan bir kölenin, tam teslimiyetle barıştığı an onun özgürleştiği andır. Yani bir sonra başına gelecekleri bir öncekinden daha kolay kabul eder. bunu sadece efendisinden çekindigi ve ona saygısızlık yapmaktan korktugu icin degil, gerçekten ozgurlestigi için kolay kabul eder.  Özellikle fiziksel aşağılanmalar ve fiziksel acı, sadece basit bir acı eşiği ile açıklanacak bir  katlanma değildir. Beyinsel teslimiyetin bedendeki yansımasıdır. Bu nedenle beyinsel olarak teslim olmayan bir köleye acı eşiği kadar fantazi arkadaşlıgı edersiniz sadece. Oysa gerçek bir köle beynini teslim ettigi noktada acı eşiği gibi bir kavram saçma ve gereksiz durur o ilişkide.

Ruhun karanlıkta parlayan bir çakıltaşına doğru uçmasıdır kölenin özgürleştiği teslimiyet an'ı. Ve her teslimiyet anını yaşarken tekrar ve tekrar uçar o parıldayan çakıltaşına doğru.

Hiç yorum yok: