16 Şubat 2018 Cuma

Köle mi efendiye sahip yoksa efendi köleye mi?




Merhaba

Bir süredir yazmıyordum. Taslaklara kaydettiğim birkaç konuyu ekleyesim geldi.  Bu yazı biraz köleliği kafasında , kendi egosunun tatmini için bir rol olarak gören köle kadınlara dair kısa bir yazı.. Sen mi efendiye sahipsin, yoksa o mu sana sorunsalını ele alıyorum. Basitçe ve kısaca...


Toplumsal  öğretilerin etkisiyle yetişmiş olan bizler, bazen  gayet net ve basit olan durumları kavramakta zorlanıyoruz.

Örneğin Efendi'nin ve Köle'nin arasında bağ bir  sahiplik ve aitlik ilişkisi midir? Evet.... Ne kadar basit değil mi?










Peki ne oluyor da,  ait olmayı gönüllü olarak seçmiş olan köle, bir süre sonra sidikli şımarık kız modunda efendisine dayatmalarda  bulunmayı kendinde hak görebiliyor?

- Efendim şu gün görüşelim... Ne olur görüşelim
-Efendim telefonumu açmadınız, tekrar arıyorum ısrarla, ne olur açın.
-Efendim ben sizin katılacağınız o etkinliğe katılmak istemiyorum.
- Efendim Israr etmeyin yemek yemeyeceğim
-Efendim Israr etmeyin verdiğiniz hediyeyi alamam

Yukarıdaki sözlerin başından Efendim sözünü çıkarttığınızda,  o efendiyle gayet eşit düzeyde bir kadın söylemi görürsünüz. O halde neden efendim diyorsun o adama peki?

Yanıt net. Basit bir formülasyon olan efendi köle ilişkisinin karmaşık yanı, kişiliğimize sinen egolar ile aidiyet hissini ayrıt edememek. Böyle olunca kim kime ait, kim kimin sahibi belli olmuyor.  Ve böylece efendi köle ilişkisinin boku çıkabiliyor.

Efendi köle ilişkisi gibi kuralları net ve temiz bir ilişkide bile,  toplum tarafından genlerimize işleyen toplumsal bilinçaltının , şımarık, ego dolu, kaprise kadar uzanan  özellikleri, sızıntı olsa bile ilişkiye yansıyabiliyor. Bir süre sonra bu tepkiler  kimin o ilişkiye ve köleye sahip olduğunu sorgulatır niteliğe bürünebiliyor.

Kadın olmanın getirdiği çocukluk alışkanlıklarını köle efendi ilişkisine taşımanın en klasik yolu, duygusal yüklerini masaya koymak. Duygusal ses tonuna bürünmek, kırılmış ve haksızlığa uğramış kadın rolü oynamaktır.  Bu refleks bir tepki olduğu için de, kadına normal geliyor ve ne yaptıgını farkemeden yapabiliyor. Ama karşısında , dışarıdan bir göz olarak efendisi, o küçük sidikli şeytanın , duygusallığı kullanıp  kendince "Efendilik" yapmaya yani efendisini domine etmeye çalıştığını görüyor.

Ağlamaklı ya da donuk ses tonuyla haksızlığa uğramış  Şeker Kız Candy modunu  başka biri görse, derler ki bu Efendi , kölesine neler çektiriyor kimbilir.  Oysa efendisi ona, onun istedigi gün değil 2 gün sonra görüşmeyi  istedigini söylemiş. Konu bu.  O da illa buluşma gününü kendi domine etmek istediği için duygusal baskılara girebiliyor.

Soru şu: Efendi kim? Sen misin  yoksa efendin mi? Senin bu ilişkideki varlık sebebin ne? Efendinin kararlarına emirlerine itaat etmek mi yoksa onu kendince yönlendirmek mi?

BDSM jargonunda bu konu gayet kapsamlı şekilde "topping from the bottom" diye ele alınıyor zaten...Fakat bizim toplumumuzda bu konu daha da yerlerde sürünecek hale gelmiş durumda. "Kadınım ve kadınlıgımdan kaynaklı kapris bombalarımı kullanırım". Kullanırsın da o bomba elinde patlar haberin yok, demek lazım bu niyetteki köleciklere.

Ben bir efendi olarak şunu biliyorum  ki, gerek köle efendi ilişkilerimde, gerekse diğer duygusal/cinsel nitelik taşıyan ilişkilerde  bunu net olarak belirtiyorum.  Fakat bazen köle efendilik içermeyen ilişkilerimde karşımdakilerden bir süre sonra fazla yüz vermekten kaynaklı olarak olabilir , sınırını bilmeden duygusal yüklerini  masaya koyarak hareket etme eğilimine rastladığım oluyor. Bu durumlarda  da kemik gibi sağlam bir duruş sergiledikçe, onlar da zamanla bunu anlıyorlar.

Bazen iyi şeyler de olmuyor değil.  Köle efendi ilişkisi bile kurmadan, duruşumu anlayan kadınlar, nezaketli, "musaitsen arayabilir miyim" demeden aramayan kadınlar da olabiliyor. Hassasiyetleri gozettikçe ilişkileri büyür. Fakat cocukluk travmalarını kara bir kabus gibi ilişkilere yığarak, dolaylı olarak baskı kurma çabasına giren kadınların hiç bir zaman kazandıklarını görmedim. Kısa vadeli anlık kazançlar dışında.

Bu nedenle ya kuralları kabul edip , ben efendimin emrindeyim, hoşuma gitmeyen durumlar varsa bunu belirtebilirim, onu yönlendirmeye çalışmam dersin, ya da efendi köle ilişkisi kurmazsın, hatta o adamla ilişki kurmazsın. Nokta!

Köle olmak isteyen ya da bir efendisi olan kadınların kendisine açık yüreklilikle şunu sorması lazım:

"Ben efendime hizmet etmek ve onu mutlu etmek için mi köle olmayı seçtim, yoksa kendi ihtiyaçlarımı karşılamak (psikolojik ya da tensel...) için mi? Yanıtı net vermeden köle olmayın.

Efendi mi sana sahip yoksa sen mi ona? Konu bu. Davranışlarınızı efendiniz disipline etmeden önce kendi kendinize bu konuda oto sansür uygulamanız yararlı olacak. Efendiniz, sizin  bir sub olarak , alttaki olarak, üsttekini kendinizce yönetme çabanızı görmeyecek kadar salak olamaz çünkü.

Hiç yorum yok: