11 Ocak 2017 Çarşamba

Bir Okur Yorumuna Yanıt: Efendi ve Köle Ruh Hastası Mıdır?

 Merhaba...Öncelikle, herkese iyi ve huzurlu ve biraz da umutlu bir yıl diliyorum. Çok ihtiyacımız var buna.
Başlık nasıl? Efendi ve Köle birer ruh hastası mı? Bu nedenle mi böyle bir ilişki kuruyorlar? "Normal sevgi" denilen ilişkiyi kuramıyorlar mı? Tedavi edilmezlerse kendilerine ve birbirlerine ve hatta topluma zarar mı verirler? Bu tür düsüncelere kapılabiliyor bazen insanlar.
Blogumda geçenlerde bir okur yorumu gördüm ve benzer kaygılarla ve yargılarla yorum yapmış. Be cok degerli buldum, bu okuyucunun yorum yazma cabasını. Kendisine yorumlar kısmında yanıt yaziyordum ki, yolla dedigimde karakter sınırına takıldım. Yazımın bir blog yazısı olacak kadar kapsamlı olması sebebi ve karakter sınırını aşma yontemi olarak burada yayınlıyorum. Soru şu adresteki Bla Bla Demiş adlı kullanıcının yorumuna yazılmıstır. Bu yazımın altına da yorumu yapistiyorum. Umarım bla bla ile olan diyalogumuzu begenirsiniz.

BENİM YANITIM:
Sevgili Bla Bla,
Oncelikle hem blogumu takip ettigin hem de ciddiye alip uzunca yorum yazma emegi gosterdigin icin cok tesekkur ederim.
Her geribildirim benim adıma hem bir gelisim firsati, hem de yeni bir seyi kesfetme ve düsünme firsati oluyor. Eger ki uslupluca yazildiysa.

Bu emeginin karsiliginda aynı özenlilikle okuyup yanıt vermek, zaman zaman ben de sorular sormak isterim. Bos bos web sohbetleri olmasındansa hem beyin jimnastigi de olur.
O halde yazın hakkındaki izlenimimi içtenlikle şu şekilde yazmaya ve aradaki sorularınaı yanıtlamaya başlıyorum:
-----

AŞAĞILAYICI TAVIR ve SNOPLUK: Blogumu okuyorsan , kimseye bir sey ispat etme derdim yok, kole devsirme derdim de yok, hatta o soz ettigin efendi blogları arasında "ego" ile en cok derdi olanın da benim oldugumu biliyorsundur.  Buna rağmen "hafif snop tavır"  etiketini hangi yaklasımımdan dolayı ortaya attıgını merak ettim.  Ozellikle, "alt tarafı blog yazarı adamın biriyim" modunda kalmaya ekstra bir caba sarfediyorum soylem ve eylem bazında.

Yani tarzda şunu gordum. "Adam snop havalarda" onermesini atıp, sonra altını doldurma cabasına girmissin gibi gordum. Oysa şu daha yararlı olurdu benim adıma "Reddominum şunları bunları soyluyor, bu da snopluktur..." diyip altını doldursan herkese daha faydalı olurdu. En azından bana faydası olmuyor. Snopsun diyorsun ama "hop orada bir duralım, nerede snopluk var?" diyerek meraklı bir cocuk edasıyla  bakinip kalıyorum bloguma! Zira, yorum alanlarında bile hakaret edenler, asılsız suclamalarda bulunan ve hatta küfredenlere bile mantık düzleminde yanıtlar veriyorum. Hatta  hakkımda " kızları kandıran , şantaj yapan" falan gibi sacma bir yorum var, onu bile silmedim. Herkes herseyi biliyor nasılsa diye. Bu anlamda "aşağılayıcı tavır"konusunun senin sadece algından ve genellemeden kaynaklı bir etiket olarak alnıma yapıştırıldığını dusünüyorum.

FREUDIAN TELAFI OLARAK EFENDİLİK: Hakkımda aile icindeki dıslanmıslık, cocukluk ezikliklerim, ozbenlik saygısı eksikliği gibi nedenlerle BDSM ve Efendi rolünü  psiklojik bir telafi, compansation  yani "çözüm" olarak buldugumu iddia etmişsin. Yanıtım şu olacak: Keske dediklerin olsaydı, ozbenlik saygımla ilgili ergenlikte bazı sorunlar olmustu ama onu baska bir cabayla cozdum. Aile icinde sevgi saygı tam dozajındaydı, cocukluk travmam da yok aslında. Keske bu kadar kolay acıklanır bir sey olsaydı efendilik konusu. Yani bilincdısı kok nedenlerle degil daha bilişel bir tercih olarak bu ilişkileri yasadim. Fakat elbette derinlerde söyledigin seyler degil ama başka bilinclatı itkiler ve etkenler olabilir. Herkes için boyle bu ama. Dünyadaki tüm insanlar icin bilinclatındaki bazı seyler(Travma olması sart degil) yetişkinlik yaslarımızdaki tercihlerimizi sekillendirebilirler.  Bu onermenle neyi kastettini anlamıs degilim.  Kendi ayakkabı rengi seciminizde ya da beslenme alıskanlıgınızda bile elbette bazı gecmis yasantı etkileri vardır. Benim Efendi rolünü secisimde de olabilir. 6 yasındayken, komsumuz Ahmet abinin, eşi ayla ablaya direktifler verişi ama aynı zamanda onu deli gibi sevisine tanık olmak da olabilir. Konu ne? Cocukken travma ya da istismara ugrayıp saglıksız bir sekilde, neden boyle egilime sahip oldugumu sorgulamadan mı bu tür ilişkiler yasadıgımı ima ediyorsun?  Travma yasamıs olsam ne olur ki? O zaman BDSM tercihimin yanlıslıgı mı ortaya cıkar? Travma yaşamamıs ve %100 bilincli ve rasyonel bir tercihse yasadıgım sey, daha mı doğru bir yoldayım? Ya da başıma kücükken bir taciz ve istismar geldi diye böyle davranıyorsam daha mi çirkin bir yoldayım? Özgüvensizliğimi rasyonalize ediyorsam bir köle "AHANDA  bu adam ozguvensiz aslında lan" mi demeli? Bunları düşünmeni tavsiye ederim...

NORMAL BİR SEVGİ YERİNE BÖYLE BİR BAĞI SEÇMEK?: Demissin ki, normal bir sevgi yerine böyle bir bağı seçmek tümüyle kendi benliğini değerlersiz algılamalarıyla ilgilidir.
BİR: Normal bir sevgi yerine böyle bir bağı seçmek? Normal bir sevgi nedir? Tarafların esit, birbirine aşkla baktıgı, zaman zaman sırf ilişki yürüsün diye bazı seyleri içlerine attıkları, kendilerini bu sevgi ile aşmak yerine kolaycılıgı secip sadece film izleyip mısır patlagı yiyip, sonra bastırılan dile gelmeye konular yüzünden tartıstıgı, hatta  baska insanlara gizliden ilgilerinin olustugu bir ilişki midir? Normal bir sevgi nedir? bunun tanımını yapmamıssınız....Havada kalan bir onermeye yanıt veremiyorum malesef.
İKİ: Normal bir sevgi yerine boyle bağı seçmek de ayrı bir onyargı sanki. Hiçbir seyin yerine hiç bir şeyi seçmedim asla. Her sey dogrusal akmaz insan hayatında. Zira, benim dişikole gibi hayatta gordugum gorecegim en muhtesem BDSM diyalogunu ilişkisini yasadıgım bir ilişski vardı ki aşktan da oteydi, burada adına nick olarak Tugce diyecegim bir kolemle de aşka dönüsen bir iliskim vardı ki, omur boyu hala onun hayat yolculugunda arzularına ulasması icin temennilerim olacak biri de oldu. Hiç bdsm iliskiye girmedigim ama 5 yıl sevgili olarak kaldıgım kadınlar da oldu. Şimdi tutup da, nasıl bir genellemeyle benim "normal bir ilişkli yerine bdsm ilsikiyi sectigimi, ve bu yolla da kendi benkliğimi degersiz algılamamak icin caba sarfettigimi soyleyebilirsin ki? Bilmiyorum. Çok havada kalmıs gibi geldi...

KOLENİN HAYATINA NE GİBİ BİR OZGUVEN ; SEVGİ  VE DEGER HİSSİ OLARAK DONECEK? diye sormussunuz? Yanıtı blogumda var. Kendiyle yüzlesme, kendini hiclestirip, arınıp sonra muthis bir ozguvenle hayatta ertelediklerini asma  yetisi kazanılıyor. Burada tek tek anlatmayacagım. Zaten yazdım. Ama örnek olsun... Mesela bir kole , universite okuyamamıs, acık ogretimle bunu tamamlamıs. Fakat is hayatında istediklerini yapması icin acık ogretim yetmiyor. Efendi, kolesini  para biriktirmek, ozel universitede master yapmak gibi bir konuda disipline edip bu hayaline kavusmasına disiplin yoluyla yardımcı oluyorsa, kolenin yüzünde surat asıklıgı degil, gülümseme ve yüreginde de hayallerine ulasmanın sevinci oluyor. Hem de efendisine zerre minnet hissi duymadan. Efendiyi mutlu eden, kisilerde donusum yaratabilmesidir. Gelip kolenin "efendim sayenizde pazarlama yüksek lisansı yaptım koc universitesinde " demesi degil...Umarım bu ornek yeterlidir...Bunu 40 ile carpabilirsin ornegi yani...

EFENDİLERİN EFENDİSİ: Benim hakkımda kendini efendilerin efendisi olarak gordugum gibi bir yorum yapmissiniz. Bu da malesef onyargı ve şu an sizin beyninizden yazdıgınız bir öykü. Blogumda asla  efendilerin efendisi diye bir sey demedim. Efendilik bir kimlik degildir ki onların efendisi olayım....Efendilik iliski icinde bir roldür. Efendilik diye bir kimlikle ortalıkta dolasanların maskaralıgını sanırım benden cok ifşa eden kimse yoktur. Efendilik bir durumdur, kimlik degil. Yani kibarların Efendisi, üzgünlerin efendisi, dürüstlerin efendisi gibi bir sey demeye geliyor seninki. Böyle bir şey yok. Sanırım , olaya baktıgınız perspektif bu kadar ve boyle yorumluyorsunuz. Bu yorum benimle degil, sizin olaya baktıgınız yerle ilgilidir.

KOLENİN SAGLIKLI KALAN SON PARCASINI  TARUMAR ETMEDEN NASIL EĞİTİM VERİRSİN?
Bun sormussun. Bir. Kolenin  saglıklı kalan son parcası diye bir sey yok. Bence koleler saglıksız insanlar degil. Tam tersi, kendini kandırmaktan yorulmus, kendiyle yüzlesme cesareti gosteren insanlar. Onların saglıksız oldugu yorumuna nasıl variyorsun merak ediyorum?
Ayrıca kole egitimi denilen aslında bir takım 3-5 ritüel ve sonrasında da olaylara "olumlu bakış açısı" kazanma. Millet bunu kazanmak icin yaşam koclugu almak ve üstüne para vermek gibi seyler yaparken, zarar mı goruyor acaba? Acıkogretim sonrasında hayatının bitmedigini, kariyerinin onunun acık oldugunu ve para biriktirerek  yuksek lisans yaparak tüm hayatını degistirebilecegini ogretmek, yani pozitif planlar  hazır etmek ne tür bir zarar verebilir koleye? Sadece rituellerdeki , saygılı durus, sizli bizli konusma, bazı hatalarda ona iyi gelecek sekilde sesin yükseltilmesi vs. nasıl bozar ki birinin ruh halini. Asıl sizin "normal sevgi aşk" dediginiz ilişkilere bir donun bakın! Erkek kadını aşağılar, küfreder, aldatır, arkasından bin tane is cevirir, sonra sırf "normal sevgi" diye sen bunu kabul edersin. Ama BDSM'de efendi kolesinin yasam kalitesini, yaşam amacını en üst seviyeye cıkarması icin onu cesaretlendirir, arada  pasif agresif davranmadan dürüsütce  kendi fikrini ciddiyetle ortaya koya, ama bu kolenin  saglıgını bozar diyorsunuz. Diyecek bir sey bulamıyorum...Bu sorunuza yanıtım budur. Başka bir şey de demeye gerek yok sanırsam...

DİŞİKOLENİN BAGIMLILASMASI: Disikolenin bana bagımlı hale geldigini soyluyorsunuz degil mi? Hmm, aslında bu sorunun yanıtını keske disikole verebilseydi. Bana düsmez bu. Fakat disikole bana ilk tanısmamızda bagımlıydı, bizim iliskimiz bu bagı daha saglıklı hale getirmek üzere kuruluydu. Disikolenin kole efendi iliskisiyle tutuklasıp icine kapanık hala geldigini nasıl ortaya koydunuz bilemiyorum.  Bu da "kurgusal bir düsünce" sanırım. Her hareketi efendisine sormak, "artık hareket ediyorum aksiyon aliyorum, acaba siz ne dersiniz, en dogrusu ne olur sizce?" gibi bir mentorluktur olsa olsa. Yoksa her hareketi bana sorma ic güdüsüyle yasamıyordu. tamamen hayal ürünü sanırım bu. Sizin "Normal sevgi" dediginiz ve savundugunuz iliskilerdeki hastalıklı bagımlılıklar yüzünden bir türlü ayrılamamaları  düsününce , biribiriyle cok ozel ve güzel duyguları ve deneyimleri yasayan iki insan arasındaki bağ ve bağımlılık cok masumane kalır. Ayrıca efendinin de emek harcadıgı kolesine bagımlıulıgını da bir de bu taraftan dusunmenizi tavsiye ederim. Ki bunlar normal  seyler.  Disikole  eger kendisi bir gün okursa bunları yanıt yazacaktır eminim.

KOLE YARARINDAN BAHSETMEK KOMİK: Boyle demissiniz. Ben bir gün zaman bulursam "alırken vermek, verirken almak" baslıklı bir yazı yazmak istiyorum. Kole , saygısını ve itaatini verirken aslında kendi gelişimi için cok sey kazanır. Gercek bir kole efendi iliskinden kazanımla cıkmayan kole gormedim. Her durumda bastaki durumdan cok ileri gitmistir. Olayı seks ve kullanma boyutunda yasamayan iliskileri kastediyorum... Aksine Efendi ise, alırken (Hizmet, saygı vs.) aslında cok sey verir kolenin kendi hayatında ileri adımlar atması icin. Kolenin yararına olmayan hiç bir ilişki gormedim yaşamadım kendi adıma... Bunun yanıtını kolelik yapmıs olanların vermesi daha inandırıcı olacaktır sanırım.

PSİKOLOJİK VE OZGUVEN PROBLEMİ OLAN KOLELİK YAPİYORSA DURSUN DUSUNSUN:
demissiniz. Diyorsunuz ki, ozguven sorunuz ve degersizlik hissiniz yüzünden kole oluyorsanız cok dikkatli olun, sonra cok gec olur, iş işten gecer! Bu ne demektir? Evlenenlere de, "ozguven eksikliginizden dolayı işi gücü iyi bir adamla evleniyorsanız dikkat edin" demekle aynı sey. Insan davranısı dogrusal ve bu kadar matematiksel neden sonuc iliskileriyle yürüseydi keske ama oyle yürümüyor işler.  Siz madem saglıklı ve saglıksız kavramlarını cok seviyorsunuz, ben de diyorum ki "en saglıklı" insanın birl her davranısında bir takım bilincdisi guduler rol oynar. O zaman evlenirken, universitede bir bolum secerken, meslek secerken vs. psikolojik  gecmis deneyimlerin etkisi varsa dikkat edin  mi diyecegiz? Bunları ayrıstırabilmek mümkün mü? Aslında hukuk okumak isteyen bir kızın, bir takım psikolojik deneyimlerden dolayı hukuk okumak istemesinde ne tür bir "iş işten gecti" durumu olaiblir? Eczacıyklen de , hukuk okumasa bile, kendi iç kaynaklarını en iyii sekilde kullanıp o meslekte de iyi olabilir bu insan. Neyine karsı cıkıyorsunuz?
OZETLE
Ha tüm yukarıda yazdıklarımı cope atıp, "Ey Reddominum, efendilik senin ruh hastalıgındanm kaynaklı bir travmadır, bunu rastonalize etmeye calısma bosuna. Veeee Ey köle kadınlar!!!!! Sizin efendi, baba,  sahip vs. arayısınzı cok hastalıklı bir sey ve sakın boyle iliskilere girmeyin, bu Reddominum gibiler sizin hayatınızı mahveder kızım"

Yazınızdan bunu anladım ve gordugunuz uzere detaylı olarak yanıt vermek istedim. Umarım konuya ictenlikle baktıgımı gormussunuzdur. BU bir , haklıyım haksızsın konusması degil, tartısmalar aracılıgıyla düsünme egzersizi cabası olsun. Tekrar yorum icin tesekkurler.


 

Bla Bla'nın yorumu:
Adsız bla bla dedi ki...
Öteden beridir efendilerin bu efendilik hallerinii normal hayatlarına da yansıttıklarını, kölesi olmamanıza rağmen size bir takım normlar dayattığını ya da üstten bir bakışla kölenizmiş edasında bir hali tavra büründüklerini savunurdum. Uzun zamandır şu bloğu takip eden biri olarak beni rahatsız edenin de tam bu olduğunu anlamış bulunuyorum. Blogun sahibinin aşağılayıcı hadi snop diyelim üslubu inanılmaz rahatsız etmiyorsa bu bir nedir? Aile içi ilgisizlik, özbenlik algısında yetersizlik, aşağılık kompleksi, geçmiş istismar öyküsü gibi ciddi meseleleri kendilerine biçtikleri efendi rolü doğrultusunda çözme düsturu edinmiş ve bunu yaparken de hafif snop bir tavır içine giren kişileri görüyorum çevremdeki efendilere baktıkça . Esasında kendi hayatlarında özgüven gibi temel problemleri olan kadınlar bu ilişki türüyle değersizliklerinin altını bir kere daha çizerek kendi özgüvensizliklerini rasyonalize etmiş oluyorlar. Normal bir sevgi yerine böyle bir bağı seçmeleri tümüyle kendi benliklerini değersiz algılamalarından ötürü. Bu ilişki türüyle de altı bir daha çizilen değersizliğin kölenin hayatına ne gibi bir özgüven, sevgi, kendini değerli görme olarak döneceğini düşünüyorsunuz. Ya da her ne hikmetse kendinize bir şekilde düstur edindiğiniz bu her türlü psikolojiden anlayan bir nevi efendilerin efendisi pozisyonunda karşı tarafın ayakta kalan son parça sağlıklı psikolojisini de tarumar etmeden eğitim verebileceğinizi nasıl düşünüyorsunuz?
Ama her ne hikmetse efendiler bunu bir eğitim süreci konusunda görmekte ısrarcılar. Cevapları da hazır. Adeta başka kuaföre saçını kestiren müşteriye sitem eden kuaför misali “o efendi uygun bir yol yordam izlememiştir”. Dişi köle zamanından hatırladığım tek bir şey varsa o da; hali hazırda içine kapanık ve iletişim problemleri çeken bir kadının köle-efendi ilişkisiyle ne denli tutuklaşıp her hareketi efendisine sorarak ne denli bağımlılaştığıdır. Bu noktada köle-efendi ilişkisinin köleye yararından bahsetmek komik. Hele ki bahsi geçen ilişkideki güven ve arzu için kölenin fazlasıyla ödün verdiğini düşünüyorum. Burada kendiyle alakalı problemi olmayan kadınların BDSM denemelerine hiçbir şekilde karışmak, akıl vermek haddime değil. Ama özgüven problemi, cinsel istismar yaşamış kişiler, aile içi ilgisizlik, şiddet, travma deneyimlemiş kişilerin naçizane BDSM denemelerinin yanına bir soru işareti koymalarını öneririm. Zira bir süre sonra bağlandığınız efendinizin esasen size verdiği değersizlik hissine ne denli mazoşistçe bağlandığınızı fark ettiğinizde belki de çok geç olacak. Ya da koşar adım kendinizi değerli hissetmekten uzaklaştığınızı fark ettiğinizde de iş işten geçmiş olacak. Çünkü bu yaraların merhemi size iyi geleceğini söyleyen efendilerde filan değil. Kamu spotu misali oldu belki ama psikologlarda. Ve problemlerinizi çözdükten sonra hala BDSM deneyimlemek istiyorsanız deneyimleyin. Zira bunu sağlıklı bir psikolojiden başkası kaldıramaz. Ne denli didaktik ve ego sahibi biri gibi yazmışım yahu kendimden tiksindim. O zaman imza bir zamanlar köle olmayı deneyimlemiş ve artık itaatkar kimliğinin değersizlik algsının bi tezahürü olduğunu anlamış bir zat diyelim

19 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Bla Bla,
Umarım, Sayın Reddominum'un cevaben yazdığı yazısının ardından benim naçizane yorumumu da sıkılmadan okuyabilirsiniz. Çünkü sizin yorumunuzda değindiğiniz hususlar hakkında bir iki kelam etmek istiyorum. Söylediklerinizin bir kısmında çok haklısınız... Haklı olduğunuz kısmı açıklayayım: Türk toplumunun genel durumudur ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışıp cahil cühela sonunu düşünmeden eyleme geçmek. Ne yazıktır ki bu camiada da bunun örnekleri mevcut. Ben güzel bir kölelik eğitimi geçirmiş, köleliğin ne demek olduğunu tam manasıyla öğrenebilmiş, görev edindiğim şeyleri yerine getirebilmiş bir birey olamadım. Fakat, ilişkimin ardından -geçen senelere rağmen hala- sizin de aklınızı karıştıran -veyahut da peşin hükümlü davrandığınız- meseleleri kafamda evirip çeviriyorum. Haklı olduğunuz kısım 1- Şayet, Efendi kişi sizin dediğiniz tanıma uygun biriyse; kendini aşamamış, kendini bulamamış ve insan piskolojisi hakkında bilgi sahibi olmayan biriyse; o vakit hakikaten köle için oldukça yaralayıcı bir deneyim oluyor. Çünkü kendisine Efendi diyen bu kişiler (evet, böyle bir küstahlık yapacağım) ayaklarına kapanıp kendisine rehberlik etmesi, yardım eli uzatması için didinip duran köleleri bilgisizlikleri ile birer oyuncak gibi kullanıyorlar. İşin aslı kendileri de ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu tamamen bilgisizlikten kaynaklanan bir durum. Öte yandan, sizin dediğiniz gibi travma yaratan olay/olaylar silsilesi atlatmış kimselerin bu yolu seçmeleri onları ayrıcalıklı kılmaz. Bu kişiler de kendi eksikliklerini (saygısızlık etmek için söylemiyorum bunu) kendi içlerinde tamamlayabildikleri, bir başkasına - müşkül olmanın nasıl bir şey olduğunu bilen diğerlerine- yardım edebilme yetisini gayet tabii kazanabilirler. Ya da geçmişin acısını kendisini onlara bırakan insanlardan çıkartabilirler... Köle korkuları, kendi kendine ördüğü duvarları, kendi kendine çizdiği sınırlarıyla gelir Efendisine. Dışarıdan belki hiçbir hakkı yok gibi gözükse bile aslında köle bu ilişkide söz sahibidir. Çünkü Efendisi, kölesini tartımlar, izler, gözlemler. Ona uygun olanı kademe kademe uygular.
Belki de ruh hastasıyız, bilemeyiz. Kim normaldir, normal nedir, neye normal denir?
Velhasıl kelam canı yanmış ve kaçmış biri olarak söylediklerinizin bir kısmına katılmakla birlikte hala diretiyorum: Efendi kişi, ruhunu doyurup tamamlayabilmişse -ki gerçek bir Efendi böyledir- o zaman bir başkasının sorumluluğunu sırtlamaya hazırdır.

Not: Sayın Red, blogunuzun uzun zamandır sessiz bir takipçisiyim. 2017'nin bu ilk yazısı için çok teşekkür ederim. İyi yıllar dilerim ve umuyorum ki ukalalık etmemişimdir.

Adsız dedi ki...

İkinci bir yorum yapmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm fakat şunu da belirtmek istiyorum:
Psikoloğumun karşısına oturduğum zaman bana şöyle demişti: ''Hayatının bu kısmıyla ilgilenmiyorum, Adsız. Bana başka bir şey anlat.'' Psikologlar, liselerdeki rehber öğretmenler gibidir. En azından benim fikrim bu yönde.

Red Dominum dedi ki...

Değerli "Adsız",
Oncelikle bir metin nasıl okunur ve nasıl yanıt verilir konusunda sergiledigin tarz için tesekkur ederim. Onyargısız, "haklı" ya da "haksız" aramadan durumu merak hissiyle anlamaya calisan bir yanıt olmus.
Evet herkesin patalojik deneyimleri vardır, onemli olan "Bir köle ya da Efendi" mutlaka bu travmatik durumdan sebeple boyle iliskiler yasiyordur" mantıgında bir onyargı gordum ben. Senin dedigin gibi "Kendisine efendi diyen kişiler" (Ben efendi bozuntuları diyorum blogda onlara) zaten Efendi olmasalar da, "NORMAL" ilişkiler de yaşasalar yine patolojik davranıslar gosterecekler iliskilerinde. Eşini, kızını, oglunu dovecek, hayatı onlara zindan edecektir huylarıyla...
Gercekten bilincli sekilde bu tur iliskiler kuran "Efendiler"in ise zaten asıl amacı, kendini aşmak, bilinclatındaki tepkilerin farkına varmak ve daha zinde kararlar vererek yasayan bir insan olmaktır. "Tekamül" dedigimiz sey budur. Yani , beni ben yapan gecmis deneyimlerimin sınırlarından kurtulup, okuyup , ogrenip ve deneyimleyip daha saglıklı bir bilince ulasmaktır. Bu "tekamül" yolcugunda da kole'nin elinden tutup, kolenin mevcut durumuna (senin dedigin gibi kademesine) uygun sekilde onu da "kolenin bir insan olarak kendi biricik ozel yolunda" ilerlemesi icin destekler. Elinden tutma dedgimiz budur.
Disiplin, ceza, saygı rituelleri, adı üstünde hepsi birer rituel. Sevgiliyle bulusmaya giderken cicek almak da bir rituel.
Neden toplumdaki bazı ritueller "cici" bazıları ise "kaka" olsun. Kimseye zararı yoksa, gonulluluk ilkesi varsa? Bu yazıya ek olarak bunları da yazmak isterdim:) Eklemeye üsenince, yorum kısmında sana nasip oldu:)
Beni konu uzerinde tekrar düsünmeye sevk ettigin icin tesekkurler. Bazı katılmadıgım yorumların var ama detay seyler oldugu icin, farklılıkları da kutlayıp, onları da alip basımızın üstüne koyarız. Selamlar

Adsız dedi ki...

Sayın Red,
yorumunuz için çok ama çok teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

Nerelerdeydiniz her zamanki gibi efsane olmuş.

Sevgiler
:)

Red Dominum dedi ki...

Teşekkürler Adsız:)

Efsane falan degil aslında. Sevgili "bla bla imiş" in yazdıgı yorum sayesinde motive olup yanıt yazarken bu yazı cıktı. Okurlar olarak siz de bazı sorular ortaya atın o halde, ben de onlara yanıt yazıcam diyerek oturup , blog yazısı cıkartmıs olurum:))))
Sevgiler
RED

Adsız dedi ki...

geciktirmeyin lütfen daha çok yazın merakla bekliyoruz

kedikedikedi dedi ki...

Bloğunuzda esen bu beyin fırtınasını seviyorum. Okumayı bırakmamış bir okuyucu olarak; İyi, mutlu ve sağlıklı bir yıl dilerim naçizane.

Adsız dedi ki...

Öncelikle merhabalar. Verdiğiniz cevaplar fazlasıyla tatmin edici ve bu konuda size katılmayan bir insanı bile çekiminize kaptıracak kadar güçlü bir yazı. Ben sadece "Sevgi" konusunda bir iki cümle karalamak istedim . sevgi neydi? Coşkun akan dere, sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar, cama vurup dağılan yağmur damlaları, bir yürek çarpıntısı. Sonunda Coşkun dereler durulur, yapraklar kurur, dökülür, yağmurlar diner, güneş çıkardı. Sevgi neydi? Sevgi sahip çıkan, dost, sıcak insan eli, insan emeği miydi? Sevgi iyilikti, sevgi emekti. Selvi Boylum Al Yazmalım da güzel demişlerdi. Bu ahenkli kelimeler de sevginin anlamı kadar popüler kültüre kurban gitti. Ama hala o güzellikler bazı insanlarda var. Demek istediğim şudur ki; sevgi mısır patlatmak, canımlı, cicili konuşmak, sürekli yan yana olmak, utanmamak değil. Belki de sevgi masumiyettir. Bizlerin o utanmamak için çaba harcaması değil, yeri geldiğinde teninin altında kanın hızla toplanması ve gözlere bakamamaktır. İçimde geldiği için yaptığım bir yorum. İyi akşamlar, güzel insan.

Red Dominum dedi ki...

Selvi boylum al yazmalım'a konunun gidecegini hic hayal bile etmezdim. Fakat EMEK Kısmı, digerinin iyiligini düsünme , daha guclu ama kendinden utanmadan yasayabilmesini dert etme kısmı da, ayrıca yürek carpıntısı kısmı da bu ilişkilerde gecerli..Güzel olanı da bu. Onure edici sozler icin tesekkurler

kimsekim dedi ki...

okuyucunun yorumunda anlatmaya calistigi seye genel anlamda dogru denebilirken bazi yerleri yanlis buldum. o da su ki anlatmaya calistigi iliskilerde ki birbirinin ruh sagligini bozma yada tamir etme durumunu sadece reddominum uzerinden elestirmis olmasini. bu haliyle bakinca yazi genel anlamda sosyolojik degerlendirmeleri olan bir yazi olmaliymis sadece reddominuma ithafen degil.

etrafimizda cocukluk yiillarinda cinsel istismara ugramis, siddet gormus, benlik algisi gelismemis olarak niteyelebilcegimiz sadece reddominum mu var? ki bana kalirsa kendisi herkeste var olan karanlik tarafiyla muhatap olmus, onu kabul etmis, her turlu iliskiyi uzun zaman dilimlerinde kafa yorarak suzmus, damitmis cok zeki ve sevgi dolu bir adam. cocukluguna yetisemedim belki ama sanirim sen ben kadar ruhsal olarak saglikli. hepimiz ne kadarsak yani. BDSM iliskileri uzerinden genel bir yuzeysel bakis acisi cikarilabilir "bana boyle geldi, bu sekilde hissettim gibi " sahsi elestiriken somut, elestirinin altini dolduracak itemler soylemek bana kalirsa elestiriyi daha anlasilabilir hale getirir. ha bazen de somut hicbir sey yokken hisler vardir belki de okuyucu bu hisleriyle yazdi. olabilir.
babasindan sevgi gormemis yada aksine psikolojik ve fiziksel siddete magruz kalmis her kadinin iliskisine mudahale etmemiz gerekli o zaman. BDSM iliskisi yasamadigi halde iliskilerinde orneklendirdigi gibi bir cok aci deneyime magruz kalmis kadin ve erkek var. onlar icin ne yapmaliyiz? yada is yerinde sizinle sevgi ve saygi dolu is arkadasinizin evde cocuklarina yada esine olan davranislarinin ne kadar da farkli olabilecegi gibi...
evdeki babasinin iskencelerinden yada baskilarindan kurtulmak icin onune ilk gelen adamla evlenmis daha da fena seylere magruz kalmis kadinlarin yasadiklari gibi degil bence bu iliskiler.
iki hur iradeli insan ortada zorunluluk yok, kendilerine neyin iyi yada kotu geldigine kendileri karar verebilecek yastalar. Ortada bir secim var. Efendi denen adam da hur iradesiyle orda Kole denen kadin da, arada herhangi hicbir zorunluluk yokken hadi hoscakal "behlul kacar" diyebilecekken kaliyorlar ve yasadiklari seylerden kazanim elde ediyor ve mutlularsa ne guzel. bu onlarin kumesi. degilse de "beyin bedava" kacsinlar...

bla bla imiş dedi ki...

Öncelikle belirtmek isterim ki o bahsettiğin " sözde sağlıklı" ilişkileri hiçbir zaman yaşamadım. Kimseye de "tedavi olunuz pis sapıklar" gibi bir şey demek haddime değildi/ima dahi etmedim. Efendilere laf çarpmaktansa bir köle olarak bilinçaltı etkilerini, işin başka yönü olarak buraya aktarmak istemiştim ama konu dışarıdan gözlemci biri gibi algılanışıma kadar gitmiş. Belki de bu tarz ilişkilerin en büyük yanılgısı herkesi çabucak diğer olarak görmektir. Kastettiğim snopluk da tam budur. Red dominum, yazmak istediğim çok şey var ama inan ki vaktim yok. Belki bir gün karşılıklı düşüncelerimizi aktarabilme imkanı bulabiliriz. Zira burada ne yazarsam yazayım normal kavramını öneren sığ biri olarak kalacağım. Yorumlardaki "normal nedir yahu" sorularına güldüğümü belirmek isterim. Bu denlli basit bir insan olduğumu düşünmüyorum. Kimseye toplumsal normları dayatmak gibi bi derdim de yok. Zira normları reddetmeye çalışan biriyim. Derdim naçizane geçmiş travmalar/değer/bilinçaltı ikileminde kalmış bir kölenin bölünmüşlüğü idi. Pek çok şeyi de yaşadığım/gördüğüm hikayelerden yola çıkarak anlatmak istemiştim. Çünkü her köleliğin bilişsel bir seçim olduğunu düşünmüyorum -anlaşılmadığı için açalım YAANİİ bazılarının bilinçdışı olarak bunu seçtiğimi söylüyorum. Dişiköle'ye atfım ise tamamen kendisindeki dismorfik bozukluk, çantasında daha pek çoğu olduğunu söylediği estetisyen numaraları ve bu dismorfik bozuklukla kurulan BDSM bağıydı. Takdir edersin ki burada yadsınamaz bir bağ görüyoruz. O bakımdan süslü anlatımların ardında başka bir BDSM tipini de aydınlatmak istedim -kastım dişiköle'den bağımsız-.

BDSM bir seçimdir ama kimseye bir zararı yoksa ne var bunda'dan ziyade, ya birine zararı varsa kısmındayım ben. Çünkü bu tarz bloglarda hep BDSM güzellemesii görüyoruz, peki ya eğitimini dahi tamamlamış bir kölenin yine de gerçek hayatta dibe batan psikolojisi -her köle değil eveeet-? Bu kısımlar niyeyse hep noksan -sen aç ulan o zaman o blogu da dediğini duyor gibiyim red, ama ben tembel bi köleyim-. Değersizlik vurgum efendilerden ziyade kölelereydi bu noktada. Sen de biliyorsun ki bilinçaltıyla yönelinen hukuk fakültesi vs eczacılık örneğin kadar basit değil bazı şeyler. Bu bir nevi dayakçı rol model babayı eş olarak seçen kadın örneği. Burada toplumsal normları meşrulaştırmıyor, BDSM'e tü kaka demiyorum ama ISRARLA öyle bir alt metin verme derdinsin nedense. Diğerleri diyorum sadece, süslü kölelik ritüellerinin altında ezilen kölelere ses olmak istiyorum belki olamaz mı? Sizin metninizi editleyip daha sansasyonal bir hale soktuğunuz gibi, ben de bilahare yorumumu editleyeceğim elbet. Zira vakit darlığında aklıma geleni yazmaktayım. Psikoloji/kölelik/bilinçaltı hakkında yazacaklarım var zira. Ve sizi hastalıkla suçlamadım bilakis kendi kölelik eleştirimi yapmış ve birkaç kişiye de el uzatmak istemiştim. Ama açıkçası işin kolayına kaçtığınızı düşünüyorum. Ve hatta bu bana basit bir alt etme yöntemi gibi geliyor ne yalan söyleyeyim. Tavırlarım asla bu böyledir, şöyledir değildi, belli ki yazımımdan böyle bir mana çıkarılmış. Ancaaak bilinçaltını bu denli saf dışı bırakmak bana fazla mantıksız geliyor zira madalyonun bir de öbür yüzü var.

Bu arada adsız'ın bana sevgili hitabını kullaranak red dominum'a saygılar, efendimiss yazması gözümden kaçmış değil. İşte bu tarz durumlara gülüyorum ne yalan söyleyeyim. Cinsiyet temelli olmadığını umut ediyor, bahsettiğiniz yargılarımı açıklayarak çürütebileceğim ve bunu salt bir köle bağlamında anlatacağım boş zamanlar diliyorum kendime.
Saygılar "sayın" reddominum ve sevgili adsız.

bla bla imiş dedi ki...

Sanırım bana cevap hakkı doğdu. O zaman red'e attığım mail'i burada paylaşmanın sırasıdır.

Efendi ve Köle birer ruh hastası mı? Bu nedenle mi böyle bir ilişki kuruyorlar? "Normal sevgi" denilen ilişkiyi kuramıyorlar mı? Tedavi edilmezlerse kendilerine ve birbirlerine ve hatta topluma zarar mı verirler? Bu tür düsüncelere kapılabiliyor bazen insanlar.

Sevgili Red dominum,

Şu kısıtlı vaktimde yazdığım uzunca yorumun "opps something goes wrong" eşliğinde silinmesi inan ki şu yorumun benzerini tekrar atmama engel olmadı. Yazdıklarımın bilerek ya da bilmeyerek çok farklı yerlere çekildiğini düşünüyorum. Zira yazımı "bir zamanlar köleliği deneyimlemiş" zat diye bitirmiştim. Fakat konu şu üstte de verdiğim paragrafta öylesine değiştirilmiş ki BDSM'e uzak sığ bir üslupla tedavi edilmesi gereken zatları yargıladığım gibi bir tutum içerisinde verilmiş. Ve hatta "topluma zarar mı verirler" kısmında inan ki kahkahayı patlattım. Bu denli statükocu ve muhafakazar kalıplı olduğumu ben bile bilmiyordum. Belli ki yazdıklarım ya tam olarak anlaşılamıyor ya da BDSM'e uzak, yargılayıcı bünye olarak görülmem bana karşı vereceğin cevapları kolaylaştırıyor. Ya da blogda küçük çaplı bi sansasyon isteniyor :)

Red Dominum dedi ki...

Bla Bla İmis

Goruslerini anliyorum ama karmasaya gerek yok bence. Ozetlersek "Ya bdsm'in birilerine zararı varsa?" kaygının altını cizdigini belirtiyorsun. Bilmiyorum. Ama benim ilişkilerimde yok. BDSM güzellemesi yaptıgımı da sanmıyorum. Kendi belirledigim ve kendi hayatımda ve ilişkilerimdeki BDSM yaklasımının geliştirici oldugunu soyluyorum ve buradan kole devsirmedigim icim de, bu bir güzelleme degil. Aksine kendine efendi diyen psikopatların egosuna kendinizi aman ha kurmban etmeyin. Grinin elli tonu vs. okuyup gaza gelip sonra abuk subuk insanlarla yasamınızın bir bolumunu sacma sapan harcamayın diyen tam da benim. Tüm yazılarımda gorebilirsin. Burada netiz sanırım.

Sen bir zamanlar boyle iliskiler yasamıssın ve bunun uzerine konusuyorsun elbette farkındayım. Fakat kendi olumsuz deneyimlerini bu blog platformundaki tüm mesajları ve bu tür ilişkileri genelleyecek sekilde sundugunu kabul et en basta!

Sana verdigim yanıtlarda mesaj kaygısı duymuyorum emin ol. Once sen bir ithamda bulunuyorsun , ben de ne dedigim bu blogda yazılı oldugu icin tekrar edip acikliyorum sana. Bu ders vermek falan degil. Aksine, uzun uzun yazdıgın icin sana saygı duydugumu da daha once belirttim.

İnsanlara el uzatma cabanı anliyorum. Hatta dilersen bu kadar yazma enerjini , yorumlar kısmında degil bir blog yazısı olarak yazarsan , seve seve burada senin imzanla yayınlamak da isterim.

:) Bu arada bir okuyucunun sana sevgiler bana da saygılar yazmasına da takılma lütfen allah aşkına yahu:) Yazılı iletişimin zorlukları konusunda haklısın, bir gün karsılıklı oturmus olsaydık daha 1. kahve bitmeden anlasmıs olacaktır , aynı seyleri soyledigimizden emin olacaktık belki. Bunun bilinciyle yazıyorum sana yanıtlarımı hep, senin de oyle yazdıgının farkındayım. Bazen konu dagılınca haliyle ben de dagıtılmıs konudaki genellemelere dahil olmadıgımı açıklama arzusu duyuyorum . O nedenle daha fazla karıstırmayalım konuyu. Cok net ozetlemissin zaten. Dilersen daha bütüncül bir yazı yazarsam blogun ana sayfası sana her zaman acıktır.

Sevgiler selamlar:)

Adsız dedi ki...

Sayin Bla Bla

Gecmiste kotu bir kolelik deneyimi gecirdim diyorsunuz. Hic soyle bir sey sordunuz mu kendinize: 
-acaba farkli bir efendiyle farkli olur muydu hersey?
Belki efendi size siz de efendiye uygun degildiniz. 
Kendi ozel iliskinizden yola cikarak genellemeler ve varsayimlar yapiyorsunuz 
Bdsm tarzi iliskiler patolojik kisiliklerin yoneldigi bir iliski turudur ve koleleri tarumar eder diyorsunuz ozetle. 
Bu tur birlikteliklerden psikolojik olarak yaralanmis cikabilir mi bir insan, olabilir tabi hatta bedensel olarak ta yaralanabilir, ve hatta kole kendini morgda efendi de hapiste bulabilir. Ama normal (burada normal sozcugunu bdsm disi kullaniyorum) iliskiler kurmus insanlarin birlikteliklerindeki olumsuzluklar, travmalar ve suc oranlariyla karsilastirildiginda bdsm tarzi iliskilerde daha fazla oranda oldugunu zannetmiyorum. Hatta bdsm tarzi iliski kuranlarin kendilerini daha mutlu hissettigini yazan yayinlar var. Mesela boyle bir iliski icindeki rolleri kole olan insanlarin ayrilik travmalarini daha az ve daha sorunsuz yasadiklari sonucu cikmis bir calismada. Bir baskasinda da kisilerin stres hormon duzeyleri olculmus, bdsm tarzi iliski kuranlarinki toplumun ortalamasindan daha dusuk cikmis. Boyle boyle calismalar var bir suru
 Bu bahsettiklerim oyle uyduruk calismalar da degil, ciddi bilimsel dergilerde yayinlanan makaleler ustelik.
Burdan bakinca butun manyaklar bdsm semsiyesi altinda toplanmis gibi durmuyor hic :)) 
hatta belki de tam tersidir, iyi geliyordur insanlara  acik ve durust birliktelikler ve ozfarkindaligi gelistiren iliskiler oldugu icin 
Bir de sayin Bla Bla Disikoleyle Reddominumun iliskisinde neden Disikolenin sorunlu oldugunu ( dismorfik bozukluk vs demistiniz) ve iliskilerinin patolojik boyutta yasanmis oldugunu varsayiyorsunuz ki? Her ikisi de askla ve tutkuyla yasanmis bir iliski oldugunu soyluyor. Ozel ve mutlu hissetmisler, iliski bittikten sonra bile guzel anilarla hatirliyorlar. Bunu da soyluyorlar ustelik. 
Surasi kesin ki Reddominum farkli ve iyi bir efendi.
Sizin eski efendiniz Reddominum gibi bir efendi olmus olsaydi belki bu gun farkli hissederdiniz....

Sevgiler...

bla bla imiş dedi ki...

Yahu sıkıldım buraya yazdığım yoruma açıklık getirmekten. Yine ve yine tekrar ediyorum

TÜM BDSM İLİŞKİLERİ PATOLOJİK ALT METİNLİDİR DEMİYORUM, NEDEN PATOLOJİK OLANLARDAN KİMSE BAHSETMİYOR DİYORUM. Niye savunmaya geçiliyor anlamış değilim. Sağlıklı yaşayanlar için ne ala, çok güzel alkış yehaaa. peki ya diğerleri demiştim hayy demez olaydım ya.

DİŞİKÖLENİN SORUNLU OLDUĞUNU FİLAN İMA ETMİYORUM, bu yüzden kastettiğim dişiköle'den bağımsız dedim. Uğraşamayacağım ya red'den reca etsek ve benim tüm yorumları kaldırsa ne hoş olur. Yıldım zira...

Red Dominum dedi ki...



Degerli okuyuclar. Bla bla imiş sadece patolojik durumlarla ilgili sessiz kalinmasından sikayet etmis o kadar. Burada da zaten anlaşmıs olduk. Degerli bir katkıdır, ben kendisien bazı genellemeleri nedeniyle yanıt vermiştim, ama konusa konusa anlastik neleri kastetigimiz konusunda. Konu kapanmıştır bence.


Hatta ben de kendi adıma bu konuda nacizane bir yazı yazmak isterim. Kendimde degil ama gordugum bildigim ve kolenin bosluklara düstügü bir kac konuyu ozellikle yazarım. En azından biz söz etmiş oluruz.

Sevgili, Bla Bla İmiş, asırı ısrarcı degilsen yazdıgın seyleri korumak isterim. Degerli bakıs acıları sunuyorsun cünkü.

Tartısılacak bir konu yoktur şu andan itibaren....

Adsız dedi ki...

Yeniden,
''Sevgili'' Bla Bla,
Aylar geçmiş gördüğüm kadarıyla, amacım ortalığı bulandırmak değil elbette. Yorumumu görür müsünüz, bunu da bilmiyorum fakat; kendimi açıklamak istiyorum sadece. Yorumlarıma ''sevgili'' şeklinde başlamamın sebebi sadece sıcakkanlılık göstergesi benim için. Samimiyetsiz ya da saygısızca bulduysanız, üzgünüm. Bunun yanında Reddominum için cümleye ''sayın'' diye başlamam da herhangi bir cinsiyetçi tutumdan değil kendisi ile ufak tanışıklığım sebebiyledir.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.