31 Temmuz 2012 Salı

Dişiköle takipçisi kadınlar!



 Sevgili kölem Dişiköle 'nin yazdıkları elbette ki benim yazdıklarımdan daha çok ilgi çekiyor. Onun okurlarını daha çok kadınlar oluşturuyor.

Bu kadınlar zaman zaman Dişiköle'ye ya da bana yazıyorlar. Hepsiyle konuşma şansımız oluyor. Öncelikle ilgiyle blog yazılarımızı okudukları için, ilgilenip nezaketle bizlere yazı yazdıkları için buradan teşekkür ediyorum.

Bugünkü yazım onlar ve dişiköle hakkında...











Dişiköle okuyucusu bazı kadınlarla çeşitli boyutlarda diyaloglarımız gelişti, dost olduk. Dişiköle bu kız arkadaşlarıyla yazışmaya bayılıyor....

Dişikölenin gerçek bir insan olarak chat ortamında  diyaloglarını yaşayanlar onu daha da çok seviyorlar.


Hangi kadınlar okuyor Dişiköle'yi?

  • Orta yaşlı kadınlar
  • Genç kızlar
  • Submissive kadınlar
  • Dominant kadınlar
  • Submissive olduğunu dişiköle'nin bloğu sayesinde keşfedip isimlendirenler
  • Evli kadınlar
  • Kırmızı elma sözlük yazarı kızlar
  • Ekşi sözlük yazarı kızlar
  • Sert seks seven kadınlar
  • Sıradışı cinselliği seven kadınlar
  •  Dişiköleyi sapık bulan ama magazin gibi okumaya takip etmeye devam eden kızlar
  • Cinselliğinin sınırlarını araştırırken dişikölenin bloguna rastgelen kadınlar
  • Dişiköleyi okuyup tahrik olan masturbasyon yapan kadınlar
  • Dişiköleyi hayranlıkla izleyen kendini onunla özdeşleştiren kadınlar
  • Dişiköleye acıyan kadınlar
  • Dişiköleyi kıskanan kızlar
  • Dişiköleye tarif edemedikleri bir sempati ve şevkat besleyen kızlar

 Peki neyi seviyorlar Dişiköle'de?


  • Yaşadıklarını bir film karesi gibi tarif edişini,
  • Saf katıksız bir insanın naifliği ve doğallığıyla kendini ifade edişini
  • Yaşanılan her deneyime psikolojik ve felsefi bir duruşla yorum getirmesini, 
  • Efendisine büyük bir tutku ve aşkla bağlılığını
  • Utanmadan büyük bir içtenlikle, yaşadıklarına ve hislerine  sahip çıkarak, yargılanma korkusu olmadan kendini anlatışını.
  • Kendi tutarsızlıklarını , zayıflıklarını, aptallıklarını,hatalarını, fantazilerini,  dirty, kirli düşlerini çekinmeden anlatmasını ve buna rağmen hala saygıya layık bir insan duruşunu korumasını,
  • Disiplin hissini ve Efendisine saygısını
  • Kendisini kandırmadan, ego'sunun esiri olmadan kendisiyle yüzleşebilmesini
  • Kimseyi yargılamamasını
  • Mizah duygusunu. Evet. Dişikölenin bloğundaki yazılarda arka planda hep bir muzur bir gülücük bulursunuz çünkü,
  • Zekasını...Ancak zeki bir kadın bunları yazabilir.
  • Dilin olanaklarını en iyi şekilde kullanmasını.
  • Yaşadıklarının detayını aylar sonra bile anımsayan belleğini.
  • Yaşadıklarını öylesine bir fantazi diye değil , tüm hücreleriyle en gerçek haliyle yaşamasını
  • Fantazi kölesi değil de gerçekten gönüllü bir köle oluşunu,
  • Mütevaziliğini
  • İçtenliğini ve samimiyetini
  • Çocuksu tepkilerini
  • Sıradışı şehvetini (Evet, Efendisi olarak bazen beni bile tedirgin eden bir fantazi ve arzu dünyası var Dişiköle'nin.).
  • Tüm bunlarla birlikte, bir köle olarak, dayak yiyerek, kendini bir Efendi'ye oyuncak olarak kullandırtarak da başı dimdik duran bir insan oluşunu ve gururundan hiçbirşeyi eksiltmemesini.

 Son Söz:


Dişiköleyi seven, onu takip eden, kendini onunla özdeşleştiren, ona ve Efendisiyle olan ilişkisine özenenler, acaba ben de Dişiköle gibi bir köle olabilir miyim diyenler! Sözüm size....

Bir gerçeği sizinle paylaşmak isterim.....

İş,  dişiköle gibi bir submissive kadın olmaya gelince, bu sizin birçoğunuz için bir fantazi olarak kalacak malesef. Zira o sevdiginiz özendiğiniz dişiköle  gibi olmak hem zor hem kolay çünkü. Kolay kısmı, ona yol gösteren bir Efendisi olması. Zor olan da sürdürülebilir ve tutarlı bir şekilde  ego'dan kurtulabilmek, kendiyle yüzlesme cesaretine sahip olabilmek, katı ve çelik bir  bilye kadar kırılmaz bir disipline sahip olmak, bu disiplini  Efendisi için değil öncelikle kendisi için koruyabilmek sizlerin hepinizin yapabileceği bir şey değil. Bir dişiköle olmak için erdem, sabır, istikrar, cesaret ve en önemlisi de disiplinli bir irade göstermek, o konfor alanından çıkmak, sizi karanlığa götürmeyi vadederek size uzanan o eli , gözü kapalı olarak tutup yürüyebilmek ve tüm bunları yaparken sızlanmamak  , hep başı dimdik ve gülümseyerek yürüyebilmek gerekiyor.



Dişiköleyi okumaya ve anlamaya devam edin. O sizin bu ilginizi ve dikkatinizi asla boşa çıkarmayacak. Hep yeni bir yaşam deneyimi bulacaksınız onun yazdıklarında. Ne yazarsa yazsın buz gibi soğuk bir gerçeklikle yüz yüze olduğunuzdan hep emin olacaksınız. Tek kelime fantazi , kurgu ya da yalan olmadıgını bilmenin güveniyle yüzünüze bir gülücük açacak o bloğu okurken.

Sevgi, Erdem ve Sabır ile kalın!


18 yorum:

Sabri dedi ki...

Bu yazı okuma listemde görüntülendikten sonra kayboldu gitti, nihayet yayınlamaya karar verdin. Ama kuşa dönmüş :-) Kötü bulduğun hali aslındda içtendi. Hassasiyet sansürü mü yedi?

Selamlar...

Red Dominum dedi ki...

Sevgili Sabri,
Yazı kuşa dönmedi pek. Sadece fotograf sayısı azaldı o kadar:)

Devamını oku butonuna tıkladıgından emin misin:) Yazı yeterince uzun:)

Sabri dedi ki...

Arada henüz tamamlanmamış editlerinden birini okuduğum için olmalı. Önceki halinde özetine göre devamını oku tuıklandığnda önceleri "bulunamadı" derken son tıklandığımda yazının çok kısa halini görmüştüm, sanırım ki bir zamanlama konusuydu.

Doğrusu şu anda pek de kuşa benzemiyor, hani illa benzetmek gerekirse de ancak devekuşu diyebilirim :-))).

Adsız dedi ki...

Disi kole yavas yavas duruma uyandi onu kisa sure sonra kaybedeceksin diye yenilerini avlamaya calisiyorsun sanirim :-)

Red Dominum dedi ki...

anonim kimlikle yazan adsiz kişisi. Disikolenin ya da tüm kolelerin hayatımdan gitmeleri zerre kadar beni ilgilendirmiyor. Ayrıca kole sahibi olmak icin blog kullanmama gerek yok.

Argümanın ne dilersen once onu yaz. Disikolenin tarafımdan kandırılması ve onun bu duruma uyanması mı?:) Disikoleyi her gün ve her gün yeniden uyandırıyorum , onun kendi kendne bazı konulara uyanmasına gerek yok. Bir efendi olarak tüm konularda uyanık ve kendi iradesiyle davranması gerektigini ogrettim ona. Merak etme sen, kendi uyanman gereken konuları dusun.
Yeni köle "avlamak" nedir?İnsan avı mı yapiyoruz burada yoksa bir iliski metodolojisinden mi konusuyoruz?
20 yuzyılda kim kimi avlar. Gönüllülük esasına dayalı bir iliskiden sozediyoruz ve emin ol ki bastan beri yazdıgım üzere, bir kolenin hizmetine ihtiyacı olmaz bir Efendinin. iyi bir denemeydi demek isterdim ama iyi bir deneme bile degildi cümlen, sadece gaz sıkışması goruyorum yazdıklarında. Selametle!

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Melik dedi ki...

Benim anlayamadığım tek şey var Sevgili Adsız. İnsanların ruh hali ve davranış yapıları, ayrıca verdiği kararlar, bir başkasını rahatsız etmedikçe (rahatsızdan kastım, ona zarar vermek anlamında, yoksa siz çok rahatsızsınız belli) kimse tarafından yadırganamaz. Hiçbirimizin böyle bir hakkı yok. Kaldı ki buradaki her iki insan da halinden memnun ki ilişkilerine aynen devam ediyorlar. Ayrıca eğer hala bu ilişkiyle ilgili birilerine saldırmak istiyorsanız, başka efendilere saldırın. Zira karşınızdaki kişi oldukça alçakgönüllü, yardımsever, kültürlü ve ne yaptığının farkında olan bir insan. Siz onun sadece Efendi olduğu yanını görebiliyorsanız bu sizin hatanız. Ayrıca yine bahsettiğiniz kişi, kölelerine akıl veren, hayattaki seçimlerinde en doğru seçimi yapmasına yardımcı olan; yaşı, kafası ve ruhu çok büyük bir adam.

Bunca söylediğim şeye rağmen sizin bu ilişkiyi ve bu iki kişinin düşünce yapısını anlamanızı beklemiyorum. Sizden tek beklediğim sadece biraz saygı...

Sevgi ve saygılar...

bir kadın dedi ki...

kadın/kız ayrımı yapmasaydın daha iyi olacakmış sanki.

Red Dominum dedi ki...

birkadın selam...Ozellikle kadın kız ayrımı benim literaturumde yok kasti bir ayrım yapmadıgımı bilmeni isterim. Dilin günlük kullanımı diyelim. Teşekkürler uyarı icin:)

Adsız dedi ki...

bu kıza yaptıklarını düşündükçe içim sızlıyor.. ruhu hala çocuk masumluğunda olan bu kızcağıza bir iyilik yapmak istiyorsan ona biraz sevgi göster.........

Adsız dedi ki...

doğduğu günden itibaren yanlış yetiştirilmiş ya da sevgi eksikliğiyle yetiştirilmiş bir kızı, nasıl olsa olan olmuş ve bu kendi rızası diyerek onun bedenine ve ruhuna darbe üstüne darbe eklemeye gerek yok diye düşünüyorum.. ayrıca belirsizlik insan ruhunu yorar.. çok yazık .. ya sev ya terket

Red Dominum dedi ki...

düzenli olarak günde birkac kez disikole icin aglayabilirsin Adsız. Hiç sakıncası yok.

köleme darbe üstüne darbe ekledigimden sozetmissin. Hicbirsey bilmeden....

Emin ol etrafında gördügün sıradan bir çıkma , takılma ilişkisinde bile kadınlar benim kolemden daha cok darbe alıyordur her anlamda. icin rahat olsun ,

Adsız dedi ki...

beyaz tenliymiş..damarları belli..çok hoş

Red Dominum dedi ki...

oyledir hoştur

Adsız dedi ki...

çok tuhaf...

Adsız dedi ki...

üzerinizde güç uygulanmasından inanılmaz düzeyde zevk almakla nasıl baş edebilmeliyiz :( bir fikriniz var mı?

Adsız dedi ki...

Ben nasıl ulaşabilirim,bloguna giremedim

Red Dominum dedi ki...

Blog kilitleneli cok oluyor. O nedenle girememen cok dogal:)